23 Şubat 2009 Pazartesi

Çelişki

Neden susuyorsun diyor birinci ses. Git, konuşmaya çalış onunla. Tekrar, tekrar…
Affettirmeye çalış kendini, dost kelimesinin anlamını anlatıyor bana durmadan. Git, konuş, anlat olanları, özür dile, bekleme diyor. Neden ki barışmasın tekrar? Neden dinlemesin ki seni? Git, konuş…
Sus diyor bir diğeri… Yeterince konuştun, bekle artık. Kalbin alev alev yansa da bekle buz tutup donsa da. Umursama. O seni umursuyor mu? Hatırlıyor mu? Hiç düşünüyor mu? Utanmıyor musun kendini bir kişi için parçalamaya, yıpratmaya. Sigaranın dumanında saklanmaya çalıştığın için utanmıyor musun ya da alkolle kendini unutmaya çalıştığın için!
Neden diyor ilk ses? Neden bu kadar ufak bir olay bu kadar büyüdü? Son damla mıydı bu?
Neden söyledi ki, neden söyledin? Böyle mi olması gerekiyordu? Sorular soruyor sürekli bana, suçluyor. Suç senin diyor, her yaptığını hak ettin.
Yalan… Yalan diyor, ikinci ses konuşuyor tekrar. Fazla büyüdü olay. O… sen… Çok büyüttün olayı içinde, olay çok büyüdü. Gerekeni yaptın, yapman gerekeni yaptın… Sus şimdi, bekle diyor. Bir tarafım buz tutuyor sanki öteki yanım yanarken. Sivri, can acıtan bir soğukla buz tutuyor.
Hangisi daha iyi? Buz tutması mı yoksa yanması mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder